|
KIZILTEPE BUĞDAY PAZARINDA BİR SABAH VAKTİ |
Mardin-Kızıltepe’de, birçok insanın geçim kaynağı olan ve bölgenin sosyo-ekonomik renklerini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren Kızıltepe Buğday Pazarı binlerce insana ekmek sağlıyor. Buradaki ticaret hacmi Türkiye ortalamasının üzerinde. Hatta Kızıltepe Zahireciler Derneği Başkanı M. Şerif Öter’e göre Konya’dan sonra 2. sırada. Sitemiz okurları için burayı gözlemledik.
Bir pazartesi sabahı, ezandan sonra, esnafın, komisyoncunun, hamalın, ambarcının, işportacının ve daha yüzlercesinin ekmek teknesi olan pazarı ziyaret ettik. Sabahın erken saatinde gitmemizin sebebi ekonomik faaliyetin, deyim yerindeyse ‘bereketin’ en bol olduğu 05:00 ile 10:00 saatleri arasında gözlem yapmak için.

Yaz güneşinin sarı ışıkları altında birazdan burası mahşeri andıracak.
Eski adı Tarihi İpekyolu olan E-24 uluslararası transit yolunun- unutmayalım ki bu yol doğrudan Habur Sınır Kapısı’na gider- kenarında kurulmuş Buğday Pazarı adı, envai çeşit hububatın alınıp satıldığı, görücüye çıktığı bir büyük sahaya işaret eder. Buğday, arpa, mercimek, mısır, pamuk v.s. ürünler pazarda alınıp satılır. Aslında adının ‘Hububat Merkezi’ olması gerekirdi. Ama eskiden böyle anıldığı için günümüzde de Buğday Pazarı adlandırması geçerliliğini koruyor. Pazar buraya 1980’lerde gelmiş. Öncesinde, çarşı içinde birkaç tüccarın, küçük ölçekli alım-satım yapmasıyla tarihi başlamış.
Pazar ilk kurulduğu zamanlarda, esnaf, hububatın kalitesini el yordamıyla tecrübe ederken, şimdi analiz laboratuarları bile mevcut.
Ortalığı toz duman kaplıyor belli bir saatten sonra, en çok da arpadan çıkıyor bu toz. Hamalların almak istediği son iş: Arpa yükleme!
Daha çok buğday yükleyip indiriyorlar. Kilosu 4 kuruş. Günde 10 ton yükleyen bir hamalın cebine 40 lira yevmiye giriyor. İşsizliğin, insanın belini büktüğü bir zaman ve coğrafyada fena bir para değil;- fakat her gün 10 ton yük bulmak da kolay değil. Sıcaklar gölgede bile çalışmaya müsaade etmiyor. Hamalların çilesi 40 derece sıcak havanın altında daha da artıyor.

Pazarı dolaşıyoruz. Bloklar arasından geçip pazarın ‘merkez saha’sı, ‘orta yeri’ diye tabir edilen kısmına geliyoruz. Yolun iki tarafında çayhaneler, lokantalar, simit, tatlı, ucuz giysi, ayakkabı, meyve-sebze satan işporta tezgâhları sıra sıra dizilmiş. Esnaftan hamallara, köylerden gelen çiftçilere herkes buralardan alışveriş ediyor.
Meydanda ellerinde, hububat kâseleriyle müşterilerinin ürünlerini satmaya çalışan komisyoncular. Müşterilerini memnun etmek için ürünü en yüksek fiyattan satmaya çalışıyorlar. Arı vızıldamasını andıran konuşmalar, kalabalığın ortasında yapılan yüzlerce pazarlık….
Öğleye doğru işler azalıyor. Çiftçi hububatını iyi-kötü bir fiyata satıp köyünün yolunu tutuyor. Esnaf da öğleden sonra, genellikle hesap kitap yapıyor.
Kızıltepe Zahireciler Derneği’nin Genç Başkanı Mehmet Şerif Öter’le konuşuyoruz. Pazarın içinde güzel bir çalışma ofisi var. Konuklarını her zaman güler-yüzlülükle karşılıyor.

Başkan’ın modern projeleri var. Bunlardan birisi: Viranşehir Yolu-Akziyaret Köyü mevkiinde yapılacak Yeni Buğday Pazarı. İçindeki yapılar şunlar: 245 asma katlı işyeri, 2 kantar, 1 restaurant, 1 kıraathane, 1 fırın, 1 pastahane, 1 kasap, 750 kişilik cami, 15 nakliyatçı dükkânı, 3 çay ocağı, 4 kebapçı-dürümcü büfesi, 1 PTT şubesi, bunun dışında oto-lastikçiler, park yerleri, ve en önemlisi 600 kişilik müzayede salonu.
Başkan Mehmet Şerif Öter, müzayede salonun ayrıntılarını anlatınca heyecanlanmamak mümkün değil. Dev ekranlarda, dünya piyasalarından, örneğin hububat ülkelerinden Romanya, Kazakistan v.s.’den buğday, arpa, mercimek fiyatları anında görüntülenecek. Ne çiftçi ne de zahire esnafı bu şekilde mağdur olmayacak. Bir diğer mağduriyet sebebini şöyle açıklıyor Öter, “ Buğday pazarımız fiilen saat 5’de açılıyor. Oysa Türkiye’nin hiçbir yerinde, meselâ ne Antep’te ne Konya’da saat 8’den önce iş yapılmaz. Yeni Buğday Pazarı’nda iş saati, adlarını söylediğim kentlerdeki gibi saat 8’de olacak.”
Mehmet Şerif Öter’e göre, Kızıltepe’nin tarımsal üretim hacmi yıldan yıla artıyor. 2004 ile 2005 arasında Çukurova’nın geçildiğini belirtiyor. “ Bu çiftçimizin çalışma azmini ve tarımsal- teknolojik gelişmişliğini gösteriyor. İnanıyorum ki, Türkiye’de, Kızıltepe çiftçisi öncü bir rol oynayacaktır bir gün. O yüzden geleceğin altyapısını kurmamız lazım. Mardin-Artuklu Üniversite’sinden beklentilerimiz var. Kızıltepe’ye mümkün olan en kısa zamanda bir Ziraat Fakültesi kurulmalıdır. Başta Sayın Valimizin, Sayın Kaymakamımızın ve Sayın Rektörümüzün ilgi göstereceklerini umuyorum.
Dernek Başkanı M. Şerif Öter’e hükümetten beklentileri yönünde sorduğumuz soruya şu cevabı alıyoruz: “ Sayın Başbakan ve değerli hükümet üyelerinden GAP’ın bir kolunun acilen Mardin ovasına getirilmesini istiyoruz. Kızıltepe’de 1000.000 dönümün üzerinde arazi mevcut. Bunun yarısı bile sulanmıyor. Ciddi bir eksiklik. Zaten sulanan kısım da artezyen kuyularıyla gerçekleşiyor. Yer altındaki su gittikçe azalıyor. Yakın bir gelecekte su biterse, ciddi bir ekonomik kriz baş gösterebilir ve gösterecektir de.
ibrahim KOÇHAN / Kızıltepe
|